AO1Y

Aymelek Özer, Naif Türetken, Mustafa Özbakan, Yeter Göksu, İsmail Ukav (Çukurova Üniversitesi). 1993 yılında ODTÜ'de yapılan Arkeometri toplantısında.

AO2Y
Yeter Göksu, Aymelek Özer ve Enver Bulur 1993 yılında Aşıklı Höyük arazi çalışması sırasında.

Bugün ODTÜ, S Binasında bulunan, Arkeometri Yüksek Lisans programına ait odaya her girdiğimde gözlerim 2023 yılında kaybettiğimiz Aymelek Özer'i arar. Emekli olduktan sonra bile her gün bu odada, masasının başında, 1960’lı yıllarda ODTÜ’de başlatılan Arkeometri çalışmalarını ve haftalık Arkeometri seminerlerini bu odadan yürütmüştü. Arkeometri Seminerleri sonrası yapılan soru sohbet toplantılarında ikram edilen pasta ve kurabiyeleri de her zaman Aymelek Özer’in sağladığını hatırlıyorum. Çalışma masasının üstünde odaya giren herkese ikram ettiği bir şeker çikolata kutusu da muhakkak olurdu. Aymelek hiç emekli olmadı. Ömrünün son günlerine kadar bu odada çalışmalarını sürdürdü.
1967 yılında Keban Barajı etrafında yapılan kurtarma kazılarının eşgüdümü, Kemal Kurdaş ve Halet Çambel’in önderliğinde ODTÜ’den yürütülmekteydi. Bu sayede ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde bir Tarihi Anıtların Bakımı ve Onarımı laboratuvarı (Cevat Erder), Fizik Bölümü’nde de Radyokarbon ve Termolüminesans Tarihlendirme (Yeter Göksu) laboratuvarları kurulmuştu. Böylece Türkiye’de ilk arkeometri laboratuvarlarının temeli atılmıştı. 1976 yılında Olcay Birgül’ün başkanlığında TÜBİTAK’ın Bilim Adamı Yetiştirme Grubu’nun (BAYG) desteklediği Arkeometri Ünitesi'ni kurduk. Bu sayede ileride Arkeometri’de çalışacak bilim insanları yetiştirildi. 1982’den sonra adı AKSAY (Arkeometri Eserlerinin Spektroskopik ve Analitik Yöntemlerle İncelenmesi) olarak değiştirilen Arkeometri Ünitesi’nin başkanlığını da 1986’ya kadar Aymelek Özer yürüttü. Daha sonra, Aymelek Özer ve Şahinde Demirci ODTÜ Arkeometri Anabilim Dalı’nın kurulmasını ve günümüze kadar devamını sağlayacak desteği verdiler.
Aymelek ile ilk ortak çalışmamız 1974 yılında Antalya oto yol çalışmaları sırasında tesadüfen keşfedilen bir mağaranın (Dilara mağarası) sarkıt ve dikitlerinin tarihlendirilmesi konusunda oldu. İşin en heyecanlı tarafı kalsitlerin hem Termolüminesans (TL) hem de Elektron Spin Rezonans (EPR) yöntemi ile tarihlendirilebilir olmasıydı. Bu iş birliği, ben 1983’den sonra Almanya‘da Radyasyon ve Çevre Araştırmaları Enstitüsü’nde çalıştığım yıllarda devam etti. Aymelek ve yüksek lisans öğrencileri benim çalıştığım enstitüye misafir araştırmacı olarak geldiler. Paşalar ve Aşıklı Höyük gibi kazı yerlerinden toplanan kabuklarının, diş minelerinin, traverten, kaliç gibi oluşumların tarihlendirilmesi problemleri üzerinde ortak çalışmalar yaptık. (Metin ve fotoğraflar: Prof. Dr. Hayriye Yeter Göksu)

–––––––––––––

Aymelek Özer lisans derecesini 1961 yılında Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden, yüksek lisans derecesini ise 1965 yılında ODTÜ’den aldıktan sonra doktora çalışmalarını İngiltere’de Hull Üniversitesi’nde 1969 yılında tamamlamıştır. 1971 – 1972 yılları arasında AID bursu ile Princeton Üniversitesi’nde, 1987 yaz aylarında ise Heidelberg Üniversitesi’nde DAAD bursu ile akademik çalışmalarda bulunmuştur. 1991 yılında ODTÜ’de profesör unvanını almıştır. Bilimsel çalışmaları 2004 yılında emekli olduktan sonra da kesintisiz sürdürmüştür. 1990 yılından başlayarak ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Arkeometri anabilim dalının kuruculuğunu ve liderliğini yapmıştır. Arkeoloji ve uygarlık tarihi araştırmalarının modern fizikte geliştirilen pek çok deneysel tekniğin bir araya geldiği ve günümüzde modern arkeolojinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş bu araştırma dalının ülkemizde gelişmesinde büyük emek ve çaba sarfetmiştir. (Prof. Dr. Seçkin Kürkçüoğlu)

––––––––––––

Aymelek’i her zaman sevgi ve saygıyla anmaktayım. Kendisini 1963 yılında ODTÜ Fizik Bölümü’ne asistan olarak girdiğimden beri tanırım.

Yakın arkadaş olmuştuk. ODTÜ’ye giriş yıllarım çok çekingen olduğum yıllardı. Bolümde bir sosyal çevre kuramamıştım, ta ki Aymelek ile karşılaşana dek. Artık en zor günleri bile paylaşabildiğim Aymelek Özer vardı. Bu yakınlığın bana ve eşim Ersin Tulunay’a verdiği mutluluk, sevgili Aymelek’i yitirinceye kadar sürdü.

ODTÜ et arabaları !! ile yaptığımız yurt gezilerinde hep birlikteydik. Aymelek’in davetlisi olarak memleketi olan Kalecik’te çok güzel günler geçirmiştik.

Aymelek’in masasında hep ikram ettiği çukulata ve şeker keseleri hiç boş kalmamıştır. Ancak onu asıl çok özel yapan, hep gülen, güzel mavi gözlerine eşlik eden sabrıyla, her konuda herkese gösterdiği yakın ilginin hiç değişmemesi ve yeğenlerinin yetişmelerinde, eğitimlerinde yüklendiği maddi ve manevi sorumluluktur.

Sevgili Aymelek’in anısı her zaman belleğimizde, değişmeyen sıcaklığı ile yaşayacaktır. (Prof. Dr. Yurdanur Tulunay)

 

Prof. Dr. Aymelek Özer (15 Mayıs 1937 – 5 Mayıs 2023) hakkında ayrıntılı bilgi için: https://phys.metu.edu.tr/tr/aramizdan-ayrilan-ogretim-uyelerimiz