Chapman ve Fahir Yeniçay. (Prof. Dr. Mehmet Özdoğan) |
Fahir Yeniçay 1902 yılında İstanbul'da doğdu. Orta öğrenimini İstanbul Kadıköy'deki Saint Joseph Lisesi'nde tamamladıktan sonra 1922 yılında İstanbul Darülfünunu’nun 1925 yılında yapılan değişiklikle bugünkü Fen Fakültesi’ne dönüşen Fen Medresesi'nde fizik ve kimya öğrenimine başladı. Yüksek öğrenimini 1925 yılında tamamlayan Yeniçay 1927 yılında Fransa'ya gitti ve Paris'teki Sorbonne Üniversitesinde, Fransız Fizikçisi Nobel ödüllü J. B. Perrin'in yönetiminde doktora çalışmalarına başladı. Bu çalışmalarını 1930 yılında tamamlayarak Su ve Cıva Üzerinde Tek Moleküllü Filmler adlı teziyle doktor ünvanım aldı. Bu, bir Türk bilim adamı tarafından yapılan ilk fizik doktorasıdır.
1930 yılının Kasım ayında doktor asistan olarak FF'nde göreve başladı ve burada, Fizik Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Marcel Cau tarafından, Zeynep Hanım Konağı'nda bulunan Fizik Laboratuarları’nın yönetimiyle ve Elektrik derslerinin uygulamasını yaptırmakla görevlendirildi. Dr. Yeniçay, 1931 yılında girdiği bir sınavı başararak müderris muavini (yardımcı profesör) oldu ve Atom Fiziği dersini, FF'nde ilk kez vermeğe başladı.
Ankara'daki Gazi Enstitüsü'nde, lise öğretmenlerine verdiği kurslar sırasında, 31 Mayıs 1933 ve 2252 sayılı Üniversite Yasası gereğince kurulan yeni İstanbul Üniversitesi’nin öğretim kadrosunda yer aldı. Böylece Prof. Dr. Yeniçay, İstanbul Darülfünu'nun öğretim kadrosundan olup, İÜ, FF'nde Ali Yar (Matematik) ve Hamit Nafiz Pamir (Jeoloji) ile birlikte görevde kalan üç öğretim üyesi arasında yer almıştır [A. Girgin, Çağdaş Fizik 20 (Kasım 1988) 9].
Prof. Dr. Yeniçay, 21 Ekim 1938 tarihinde de profesör unvanını aldı ve aynı yıl Feride Hanım ile evlendi. Bu evliliklerinden Hamit Yeniçay dünyaya geldi. 1939 – 48 yılları arasında FF Dekanlığı, 1953 – 55 yılları arasında da İÜ Rektörlüğü yaptı.
Prof. Dr. Yeniçay 27 Mart 1950 tarihinde, oniki arkadaşıyla birlikte Türk Fizik Derneği'ni kurmuş ve 1976 yılına kadar derneğin başkanlığını yapmıştır. 7 Temmuz 1973 tarihinde yürürlüğe giren 1750 sayılı Üniversite Yasası gereğince, yaş sınırı nedeniyle emekli olan Yeniçay bilim yaşamını, 3.9.1973 – 30.4.1976 tarihleri arasında yaptığı TAEK, ÇNAEM Müdürü olarak sürdürmüş, bu görevi sırasında SAMES T 400 tipi nötron jeneratörünün kurulmasını sağlamıştır.
Prof. Dr. Yeniçay'ın, 60 yıla yaklaşan bilim ve eğitim yaşamı boyunca yaptığı katkılar, yukarıda sayılanlarla sınırlı değildir. Kuruluş çalışmalarına da katıldığı AEK’nunda 1., 2. ve 5. dönem üyelik görevi yanında bu kurumun, üniversiteden emekli olduktan sonra yaklaşık 3 yıl süreyle müdürlüğünü yaptığı ÇNAEM'nin kuruluş çalışmalarında da görev almıştır. Prof. Dr. Yeniçay ayrıca, ARGE'nin İleri Araştırma Komisyonu Başkanlığı görevinde de bulunmuştur.
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi üzerine, Atom ve Çekirdek Fiziği alanında hızla gelişen yeni bilgi ve yöntemlerin eğitim ve araştırma ağırlıklı olarak Türk üniversitelerine de taşınması gereğini duyan ve bu konuda yoğun girişimlerde bulunan Prof. Dr. Yeniçay, bu düşüncesini ancak 1953 yılında, İÜ Rektörü olarak atandıktan sonra gerçekleştirebilmiş ve Atom ve Çekirdek Fiziği Kürsüsü'nü kurmuştur. Daha sonra bu kürsünün gereksinimi olan laboratuarların kurulma süreci başlamış, parasal olanaklara bağlı olarak bir yandan zamanının ileri teknolojilerini bu laboratuarlara taşımış, bir yandan da bazı deney düzeneklerinin, öğrencileriyle birlikte, bu laboratuarlarda kurulmasını sağlamıştır. Bunlar arasında, 1959 yılında kuruluşu tamamlanan 800 kV'luk Cockroft-Walton tipi yüklü parçacık hızlandırıcısı, özellikle anılmağa değer. Prof. Dr. Yeniçay, bu laboratuarlarda Türkiye'de ilk olarak Plasma Fiziği çalışmalarını da başlatmıştır.
Prof. Dr. Yeniçay'ın, Türkiye'de fizik bilimine kazandırdığı çok sayıda bilim insanı yanında, çeviri ve telif olmak üzere yayınladığı çok sayıda kitabıyla da, fizik eğitimine önemli katkılarda bulunmuştur. Yönettiği yüksek lisans ve doktora çalışmalarının yanında, sağladığı yurtiçi ve yurtdışı burslarla çok sayıda fizikçinin yetişmesini sağlamıştır. Bunlar arasında, Türk fizikçileri için birer gurur kaynağı olan Prof. Dr. Feza Gürsey, Prof. Dr. Behram Kurşunoğlu ve Prof. Dr. Sadrettin Sinman, uluslarası bilim dünyasının da yakından tanıdığı isimlerdir.
Bilime ve fizik eğitimine olan katkıları, TÜBİTAK'ın 1972 yılında verdiği Hizmet Ödülü'yle değerlendirilen Prof. Dr. Yeniçay’ın sporcu kimliği ve sanata verdiği önem de vurgulanmalıdır. Uzun yıllar, Fenerbahçe ve Türk Milli Futbol takımının formasını taşıyan Prof. Dr. Yeniçay bu özelliğini çalışma yaşamına da taşımıştır. İU'nin Beyazıt'taki Merkez Kampüsü'nde bulunan spor alanlarını Rektörlük görevi sırasında yaptırmıştır. Kürsüye geliş gidişlerinde, Eminönü – Fakülte arasını yürüyerek kateden Fahir Bey'in kürsüye geldiğinde ilk işi, sporcu kimliğinden gelen bir alışkanlıkla, soluk lacivert renkli eşofmanlarını giymekti. Onu tanımayanlar zaman zaman görevi konusunda yanılgıya düşmüş, bu giysileri içindeki Prof. Dr. Yeniçay'ı, kürsünün temizlik ve bakım işleriyle ilgilenen bir görevli sanmışlardır! Oysa bu eşofmanla sadece çalışma odasında ve laboratuarda çalışır; derslere ve resmi toplantılara ise, takım elbisesiyle katılırdı.
Prof. Dr. Yeniçay 11 Mayıs 1988 Çarşamba günü aramızdan ayrıldı [K. Gediz Akdeniz; Cumhuriyetin 75. Yılı Anısına İÜ, FF Fizik Bölümünde 1933 - 2000 Yılları Arasında Yapılan Eğitim, Öğretim ve Bilimsel Çalışmaların Değerlendirilmesi, İÜ Araştırma Fonu Proje No: 1316/050599, Yürütücü; Prof. Dr. Türker Özkan, İstanbul (2003)]. (Prof. Dr. Ali Girgin)