Abidin Aypar, 15 Haziran 1943 tarihinde Konya'nın Seydişehir'inde Abdullah and Latife (Ünlü) Aypar’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Daha ortaokul yıllarında Abidin Aypar'ın dünyasında kitapların yeri çok büyüktü. Evde kendi ciltlediği Varlık Yayınları kitaplarından başlayarak, fizik, matematik, tarih, felsefe, psikoloji ve özellikle kişisel gelişim kitaplarını her ay belli bir bütçe ayırarak alırdı. Abidin’in kitap sevgisini kendi cümlesi özetleyebilir: “Bir adama kitap sattığın zaman ona sadece yarım kilo kâğıt, mürekkep ve tutkal satmış değilsin; sen ona tamamıyla yeni bir yaşam satmış oluyorsun. Sevgi, dostluk, mizah ve geceleyin denizde dolaşan gemiler… Eğer o kitap gerçekten benim anladığım anlamda bir kitapsa onun içinde bütün gökyüzü ve yer vardır."
Ankara Üniversitesi'nde gördüğü lisans (1966) ve yüksek lisans (1967) Fizik Mühendisliği eğitimi sırasında AR&GE Laboratuarı'nda araştırma görevlisi olarak çalıştı. Türkiye Atom Enerji Kurumu'ndan aldığı eğitim ve araştırma bursu ile (1968 – 1972) gitmiş olduğu İngiltere'nin Durham Üniversitesi'nde Teorik Fizik üzerine doktorasını 1972'de tamamladı. Daha sonra Türkiye'ye dönerek İstanbul'da Türkiye Atom Enerji Kurumu'nda Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 15 Eylül 1973 tarihinde hayatını Ülkü Özdoğan'la birleştirdi ve Ankara Üniversitesi'nde öğretim görevlisi ve Malzeme Bölümü Başkanı (1974 – 1980) olarak akademik hayata girdi. 1980 yılında doçent oldu. Daha sonra 1987'de Selçuk Üniversitesi'nde Fizik Bölüm Başkanı olarak profesörlüğe yükseldi. Prof. Aypar 1990 yılında Hacettepe Üniversitesi'ne geçti. 1994 – 2000 arası Hacettepe Üniversitesi, Ankara Meslek Yüksek Okulu müdürlüğü yaptı. 2000 – 2007 yılları arasında ise Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Hastanesi'nde Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı'nda çalıştı. Prof. Dr. Abidin Aypar Türk Fizik Derneği üyesiydi.
2007 yılında eşi Ülkü Hanım ile Hong Kong’da. |
“Biz” kavramı Abidin’in çok önem verdiği bir kavramdı. Onun için yaşamın anlamında “ben” olmanın değil, “biz” olmanın önemi vardı. Sevginin sahiplenici ve baskılayıcı olmaması gerektiğine yürekten inanırdı. Kişinin özgürlüğünün sevgiden daha önemli bir kavram olduğuna inanarak özgürlüğün kısıtlandığı durumlarda sevginin yaşayamayacağını söylerdi. Abidin kişisel özgürlüklere çok önem verir, bunlara hak tanınmamasının problem yaratacağından söz ederdi. Kişinin mikro hakimiyet alanı diye bir alanının olduğunu, bu alana ancak kişi isterse girilebileceğini, kişinin kendi mikro hakimiyet alanında serbestçe hareket ettikten sonra evlilikteki ortak alana girebileceğini şekillerle çok güzel anlatırdı. Abidin kişisel özgürlük alanlarının çocuk eğitiminde de çok önem taşıdığına inanırdı. Çocukların sevgi dolu, huzurlu, onları yetişkin yerine koyan, güler yüzlü, açık kalpli, anlayışlı, hoşgörülü, takdir etmeyi bilen, cesaret veren bir ortamda yetişmelerinin, onlara dünyanın yaşamaya değer bir yer olduğunun ve hayata tutunmak için bir amacı olmasının öğretilmesinin önemini vurgulardı.
Eşi Ülkü Hanım ve kızları Ebru ve Arzu ile Bodrum'daki yazlıkta, Eylül 2005. |
Abidin saygı kavramı kadar sevgi kavramına da önem verirdi. Sevginin görünür işaretinin derin bir tatmin hissi olduğunu, gözle görülüp elle tutulmadığını ancak kişinin çehresinde o huzur ve tatmin duygusunun görülebildiğini söylerdi.
Abidin insanlarla karşılıklı uyum içinde bir saygı ilişkisi kurarak, insanları kategorize etmeden hüküm vermeden ve nitelendirmeden yaklaşır, onları önemser ve kararlarında vicdanlı ve adil davranmaya özen gösterirdi. Dostluklara çok değer verirdi. Dost edinmenin bir sanat olduğunu tekrarlayıp dost edinmek için insanlarla samimi olarak ilgilenmenin, iyi bir dinleyici olmanın, karşıdaki kişinin ilgilendiği konulardan söz açma ve konuya önem vermenin, ihtiyacı olduğunda onun yanında olmanın, onun yanında huzur bulmak ve ona huzur vermenin önemini bilerek davranırdı. Kendi ile barışık, kendi ile dost bir insandı. Güvenilir ve ketum olmak, insanlara saygılı davranmak Abidin’in çok önemli bir özelliği idi. Abidin ayrıca mizahın inanılmaz bir gücü olduğuna da inanırdı.
Ebru (1974) ve Arzu'nun (1984) babaları olan Abidin Aypar, 28 Nisan 2009 günü geçirmiş olduğu beyin kanaması sonucu aramızdan ayrıldı. (Prof. Dr. Ülkü Aypar)